İslâm şartlarının beşincisi hac'dır. Hac,belli zamanda, belirli yerleri özel bir şekilde ziyaret etmektir. Hicretin dokuzuncu yılında farz olmuştur. Hac hem mal, hem de beden ile yapılan bir ibadettir. Belirli şartları taşıyan müslümanların ömründe bir defa hacca gitmesi farzdır. Allah'ın her emrinde olduğu gibi haccın farz kılınmasında da bir çok hikmetler ve faydalar vardır. Çeşitli ülkelerden mukaddes topraklara gelen,dilleri ve renkleri ayrı olan müslümanların tek gaye etrafında bir araya gelmesi ve hep birlikte Allah'a yönelmesi İslâm kardeşliğini güçlendirir. Müslümanların birbiri ile tanışmalarını, birbirlerinin dert ve sıkıntılarına çare bulmalarını sağlar. Zengin-fakir her seviyede müslümanın ihrama girerek aynı kıyafet içinde bulunması insanlara eşitlik fikrini aşılar, mahşer gününü hatırlatır. Sevgili peygamberimizin doğup büyüdüğü, İslâm dini'nin cihana yayılmaya başladığı kutsal yerleri görmek ruhlara manevi bir heyecan verir, dini duyguları kuvvetlendirir. Kutsal yerlerde insan kendisini Allah'a daha yakın hisseder, yaptığı ibadetlere kat kat fazla sevab verilir. Allah rızası için hac vazifesini yapan ve insanlara kötülük etmekten sakınanların (kul hakları hariç) birçok günahı bağışlanır. Bu konuda peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
«Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınırsa, annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak döner.» (Riyazü's-Salihin, c.II, s. 521) Hac Kimlere ve Ne Zaman Farzdır? Aşağıdaki şartları taşıyanlara hacca gitmek farz olur: 1) Akıllı olmak, 2) Erginlik çağına gelmiş olmak, 3) Müslüman olmak, 4) Hür olmak, 5) Haccın farz olduğunu bilmek. (Bu şart müslüman olmayan ülkelerde müslümanlığı kabul edenler içindir. İslâm ülkelerinde yaşayan müslümanlar için haccın farz olduğunu bilmemek özür değildir.) 6) Zorunlu ihtiyaçlardan başka hacca gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin geçinebileceği maddi güce sahip olmak. 7) Durumuna uygun bir vasıta ile hac yolculuğunu yapabilmesi için vasıta ve yol masraflarını karşılayacak parası olmak. 8) Hac vazifesini yapabilecek zamana yetişmiş olmak. Saydığımız bu şartlardan başka hac vazifesini bizzat yapmak için şu şartların da bulunması gerekir. Bunlara haccın edasının şartları denir. Haccın Edasının Şartları:
1) Vücutça sağlıklı olmak, (Kör, kötürüm ve hac yolculuğuna dayanamayacak derecede hasta ve yaşlı olmamak.) 2) Hacca gitmesine bir engel bulunmamak, (Hapiste olmak gibi) 3) Yol güvenliği olmak, 4) Kadının yanında kocası veya evlenmesi caiz olmayan bir mahremi bulunmak. 5) Kocası ölmüş veya boşanmış olan kadınların iddet süreleri bitmiş olmak.
Bu saydığımız şartlara sahip olan bir kimsenin önündeki ilk hac mevsiminde hacca gitmesi farz olur.
Haccın Vacipleri
1 - Müzdelife'de vakfe. 2 - Safa ile Merve tepeleri arasında sa'y etmek 3 - Cemreleri taşlamak (Şeytan taşlamak) 4 - Saçları traş etmek veya kısaltmak 5 - Sader (veda) tavafını edâ etmek Haccın Sünnetleri
Kudûm tavafı yapmak, erkeklerin kudûm ve ziyâret tavafında remel yapmaları (Reml: Adımları kısaltıp, omuzları silkerek çalımlı bir şekilde yürümektir. Tavafın ilk üç şavt'ında yapılır), Safa ile Merve arasında sa'y ederken, orada bulunan iki direk arasında erkeklerin süratlice geçmeleri, Bayram gecelerinde Mina'da yatmak, arefe günü, güneş doğduktan sonra Mina'dan Arafat'a gitmek, Müzdelife'den Mina'ya bayram günü sabahı, henüz güneş doğmadan hareket etmek, Müzdelife'de gecelemek ve cemreler arasında (Şeytan taşlama esnasında) tertibe riayet etmektir. UMRE Umre, belirli bir zamana bağlı olmadan usulüne göre ihrama girdikten sonra tavaf etmek, sa'y yapmak ve traş olmaktan ibarettir. Umre sünnettir. Umre için belirli bir zaman yoktur. Arefe ve onu izleyen kurban bayramı günleri olmak üzere yılda beş günün dışında her zaman umre yapılabilir. (*) Bu bölümler, Yusuf KERİMOĞLU "Emanet ve Ehliyet", Hac Bahsi kitabından alınmıştır. Bayanların Tek Başlarına Hac Vazifesini yerine getirmeleri mümkün mü? Kadın ve erkek Müslümanlardan akıllı ve bulûğ çağına girenlerden gücü yetenlerin, yani sağlığı ve serveti hac yapma imkânına sahip olanların, ömründe bir defa hac etmeleri farz olup, haclarını geciktirmeden, ertelemeden yerine getirmeleri gerekmektedir. Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, Mâlik ve Ahmed b. Hanbel gerekli şartları taşıyan hac yükümlüsünün kendisine farz olan bu ibadeti önündeki hac mevsiminde eda etmesi gerektiğini, sonraki yıllara ertelemesinin günah olduğunu ifade ederler. Ayrıca haccını uzun yıllar geciktiren kişilerin şahitliğinin de kabul edilemeyeceğini de söylerler. Şâfiî ve İmam Muhammed ise ileride yerine getirmek üzere azmedilmesi ve daha sonra haccı engelleyecek bir şeyin bulunmaması şartıyla ertelenebileceğini söylemekle beraber, hac ibadetinin ilk fırsatta ve bir an evvel yerine getirilmesi; hayatın her an, başa neler getirebileceği bilinemediğinden ihtiyatlı olmak sünnete uygun olandır. Hac ibadetiyle yükümlü olmak için Müslümanlık, akıl ve bulûğ şartı ile beraber hac yapmaya bedenî ve malî imkânların bulunması da şarttır. Hac yükümlüsü olan kadın Hanefî mezhebine göre tek başına yola çıkamaz. Kendisine eşinin veya yakın bir akrabasının eşlik etmesi gerekir. Şâfiî mezhebinde ise; yol ve kadınların güvenliği konusunda bir sıkıntı yoksa kadına eşinin veya yakın bir akrabasının eşlik etmesi şart değildir. Kadınlar ikili veya üçlü veya bir grup oluşturarak hacca gidebilirler. Hatta kadın kendini güvenlik içinde hissediyorsa tek başına "farz olan hac görevini" yerine getirmesi câizdir. Mâlikî mezhebi ise şöyle der: "Yol arkadaşı olacak eşi veya bir yakın akrabası veya ücretle de olsa kendisiyle beraber hacca gelecek bir kadın yoksa hac yükümlüsü kadın, güvenli bir kafile ile, bu kafilede başka bir kadının bulunup bulunması dikkate alınmaksızın hac yolculuğuna çıkabilir". Hanefî olan bir kadının hac yükümlülüğü meydana gelir ve eşi de kendisine hac için eşlik etmeyecek olursa, kadın mutlaka hac vazifesini yerine getirmek istiyorsa Şâfiî mezhebini taklîden hacca gidebilir.